ÜniversiteYazılarımız

Nedir bu kadın üniversiteleri?-İnsaniye Dergisi*

Kadınların üniversite talepleri bellidir.
Cinsiyetler arası eşitliğe dayanan, parasız, bilimsel kriterlere göre nitelikli eğitim verilen;taciz,tecavüz ve her türlü şiddetle mücadele eden, gericiliğe,akademide cinsiyetçiliğe hiçbir şekilde taviz vermeyen;her türlü sosyal,kültürel ve politik faaliyetlerin gerçekleştirileceği üniversiteler istiyoruz.

Yüzyıllardır feodal bir yapının egemenliğinde kalan Japonya’da 1860’lara dek hüküm süren Samuray geleneğine göre; kadının yeri evi, çocukları, eşlerinin yanı oldu.Yıllar geçtikçe kadınların misyonları, aydınlanmadan ziyade “Japonya’yı yönetecek erkeklerin yetişmesine yardımcı olmak” olarak belirlendi. Kadınların eğitimini zorunluluktan çok, keyfiyet olarak gören anlayış o günden bugüne dek devam etmekte. Japonya’da kadınlara, Kadın Üniversiteleri ve benzeri pozitif ayrımcılık olanakları tanısalar da toplumdaki gerici ve baskıcı zihniyet değişmedikçe olması gereken eşitlik bir türlü sağlanamıyordu. Sonuç olarak Japonya’da her yıl binlerce nitelikli üniversite mezunu kadın, cinsiyet ayrımcılığı veya psikolojik şiddetten dolayı işten ayrılmak zorunda kalıyordu. Dünya Ekonomik Forumu’nun (DEF) Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre Japonya 149 ülke arasında 10. sırada yer alıyor. Bu rapor siyasal alan, sağlık, ve eğitim gibi alanlardan elde edilen cinsiyet eşitliği verileri ile hazırlanmıştır. Türkiye ise 130. sıradadır. 2019’un Temmuz ayında Hükümetin ilk kalkınma planı olan “On Birinci Kalkınma Planı’na” göre sadece kadın öğrencilerin kabul edebileceği Kadın Üniversitelerinin kurulması fikri tartışmaya açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın G20 zirvesi için gittiği Japonya’da kendisine Fahri Doktora unvanı veren üniversitede yaptığı konuşmada “Kadın Üniversitelerini incelemek suretiyle ülkemde de bunun adımını atacağız” diyerek Türkiye’de de Kadın Üniversiteleri kurulması için YÖK’e talimat verildi. G-20 zirvesinde diğer 19 gelişmiş ülkeye ev sahipliği yapan Japonya’nın, kadın-erkek eşitliği konusunda tam tersine gelişmemiş ülkelerle yarışacak düzeyde geri kaldığı bilinen bir gerçek. Kadın Üniversitelerinde açılan bölümler, ev ekonomisi, gündelik yaşamda estetik, anne ve çocuk sağlığı, hemşirelik gibi kadınlara yüklenen roller üzerinden eğitim vermekte. Kadınlar bu üniversitelerden mezun olduklarında aldıkları diploma, aslında ‘ev kadını’ olması için verilmektedir.
Erkek şiddetini bir “kadın sorunu” olarak adlandıran Erdoğan’ın önümüze bir çözüm olarak sunduğu kadın üniversitesi kurma talebi, eşitsizliği derinleştirirken cinsiyetçiliği yeniden üretmekte ve kadınları kamusal alandan soyutlamayı amaçlamaktadır.Türkiye’de eğitim müfredatında çocuklara,kadınların erkeklere biat ve hizmet edecek şekilde konumlandırarak buna göre eğitim verildiği ortada. Erdoğan’ın açıklamasından anlaşılıyor ki asıl istenen anaokulundan üniversiteye kadar eğitim sistemini cinsiyet temelli hale getirerek karma eğitime son vermektir. Kadınlar 18.yüzyılda kadın-erkek eşitliğinin sağlanması için karma eğitimi bir mücadele başlığı haline getirmişlerdi.Kadın mücadelesinin ilk yıllarından bu yana en önemli başlıklardan bir tanesi de eşit ve karma eğitim olmuştur. Bir arada yaşamın, yan yana gelişin en önemli kurumsal durağı olan üniversitelerde karma eğitimden uzaklaşılacağından bahsetmek, kamusal yaşamın sınırlarını toplumsal cinsiyet eşitsizliğine göre şekillendirmektedir. Bir arada yaşamın, yan yana gelişin en önemli kurumsal durağı olan üniversitelerde karma eğitimden uzaklaşılacağından bahsetmek, kamusal yaşamın sınırlarını toplumsal cinsiyet eşitsizliğine göre şekillendirmektedir. Bize biçmeye çalıştıkları sınırları defalarca reddeden kadınlar olarak bilimsellikten uzak cinsiyet eşitliğine aykırı, kadınları kamusal alandan soyutlayan kadın üniversiteleri uygulamasını reddediyoruz. Kadınların üniversite talepleri bellidir.
Cinsiyetler arası eşitliğe dayanan, parasız, bilimsel kriterlere göre nitelikli eğitim verilen;taciz,tecavüz ve her türlü şiddetle mücadele eden, gericiliğe,akademide cinsiyetçiliğe hiçbir şekilde taviz vermeyen;her türlü sosyal,kültürel ve politik faaliyetlerin gerçekleştirileceği üniversiteler istiyoruz.

ÜniversiteYazılarımız

Nedir bu kadın üniversiteleri?-İnsaniye Dergisi*

Kadınların üniversite talepleri bellidir.
Cinsiyetler arası eşitliğe dayanan, parasız, bilimsel kriterlere göre nitelikli eğitim verilen;taciz,tecavüz ve her türlü şiddetle mücadele eden, gericiliğe,akademide cinsiyetçiliğe hiçbir şekilde taviz vermeyen;her türlü sosyal,kültürel ve politik faaliyetlerin gerçekleştirileceği üniversiteler istiyoruz.

Yüzyıllardır feodal bir yapının egemenliğinde kalan Japonya’da 1860’lara dek hüküm süren Samuray geleneğine göre; kadının yeri evi, çocukları, eşlerinin yanı oldu.Yıllar geçtikçe kadınların misyonları, aydınlanmadan ziyade “Japonya’yı yönetecek erkeklerin yetişmesine yardımcı olmak” olarak belirlendi. Kadınların eğitimini zorunluluktan çok, keyfiyet olarak gören anlayış o günden bugüne dek devam etmekte. Japonya’da kadınlara, Kadın Üniversiteleri ve benzeri pozitif ayrımcılık olanakları tanısalar da toplumdaki gerici ve baskıcı zihniyet değişmedikçe olması gereken eşitlik bir türlü sağlanamıyordu. Sonuç olarak Japonya’da her yıl binlerce nitelikli üniversite mezunu kadın, cinsiyet ayrımcılığı veya psikolojik şiddetten dolayı işten ayrılmak zorunda kalıyordu. Dünya Ekonomik Forumu’nun (DEF) Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre Japonya 149 ülke arasında 10. sırada yer alıyor. Bu rapor siyasal alan, sağlık, ve eğitim gibi alanlardan elde edilen cinsiyet eşitliği verileri ile hazırlanmıştır. Türkiye ise 130. sıradadır. 2019’un Temmuz ayında Hükümetin ilk kalkınma planı olan “On Birinci Kalkınma Planı’na” göre sadece kadın öğrencilerin kabul edebileceği Kadın Üniversitelerinin kurulması fikri tartışmaya açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın G20 zirvesi için gittiği Japonya’da kendisine Fahri Doktora unvanı veren üniversitede yaptığı konuşmada “Kadın Üniversitelerini incelemek suretiyle ülkemde de bunun adımını atacağız” diyerek Türkiye’de de Kadın Üniversiteleri kurulması için YÖK’e talimat verildi. G-20 zirvesinde diğer 19 gelişmiş ülkeye ev sahipliği yapan Japonya’nın, kadın-erkek eşitliği konusunda tam tersine gelişmemiş ülkelerle yarışacak düzeyde geri kaldığı bilinen bir gerçek. Kadın Üniversitelerinde açılan bölümler, ev ekonomisi, gündelik yaşamda estetik, anne ve çocuk sağlığı, hemşirelik gibi kadınlara yüklenen roller üzerinden eğitim vermekte. Kadınlar bu üniversitelerden mezun olduklarında aldıkları diploma, aslında ‘ev kadını’ olması için verilmektedir.
Erkek şiddetini bir “kadın sorunu” olarak adlandıran Erdoğan’ın önümüze bir çözüm olarak sunduğu kadın üniversitesi kurma talebi, eşitsizliği derinleştirirken cinsiyetçiliği yeniden üretmekte ve kadınları kamusal alandan soyutlamayı amaçlamaktadır.Türkiye’de eğitim müfredatında çocuklara,kadınların erkeklere biat ve hizmet edecek şekilde konumlandırarak buna göre eğitim verildiği ortada. Erdoğan’ın açıklamasından anlaşılıyor ki asıl istenen anaokulundan üniversiteye kadar eğitim sistemini cinsiyet temelli hale getirerek karma eğitime son vermektir. Kadınlar 18.yüzyılda kadın-erkek eşitliğinin sağlanması için karma eğitimi bir mücadele başlığı haline getirmişlerdi.Kadın mücadelesinin ilk yıllarından bu yana en önemli başlıklardan bir tanesi de eşit ve karma eğitim olmuştur. Bir arada yaşamın, yan yana gelişin en önemli kurumsal durağı olan üniversitelerde karma eğitimden uzaklaşılacağından bahsetmek, kamusal yaşamın sınırlarını toplumsal cinsiyet eşitsizliğine göre şekillendirmektedir. Bir arada yaşamın, yan yana gelişin en önemli kurumsal durağı olan üniversitelerde karma eğitimden uzaklaşılacağından bahsetmek, kamusal yaşamın sınırlarını toplumsal cinsiyet eşitsizliğine göre şekillendirmektedir. Bize biçmeye çalıştıkları sınırları defalarca reddeden kadınlar olarak bilimsellikten uzak cinsiyet eşitliğine aykırı, kadınları kamusal alandan soyutlayan kadın üniversiteleri uygulamasını reddediyoruz. Kadınların üniversite talepleri bellidir.
Cinsiyetler arası eşitliğe dayanan, parasız, bilimsel kriterlere göre nitelikli eğitim verilen;taciz,tecavüz ve her türlü şiddetle mücadele eden, gericiliğe,akademide cinsiyetçiliğe hiçbir şekilde taviz vermeyen;her türlü sosyal,kültürel ve politik faaliyetlerin gerçekleştirileceği üniversiteler istiyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir