Yazılarımız

FEMİNİST MÜCADELEMDE DUYGULARDA KAYBOLMAK : DUYGUMUN RENGİ MOR- Ceyda Gümüş

Bir yerde kaybolma fikrini duyduğumda bana uzak olmayan bir eylem olduğunu biliyordum. Hikayem
aslında feminist yaşam mücadelesine dahil olmam ve toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini, içinde
bulunduğumuz ataerkil yapıyı, kadına yönelik şiddeti, insanların cinsel kimlik ve yönelimlerine yapılan
ayrımcılığı, LGBTİ+’ların yaşadığı sorunları fark etmemle başladı.

İnsanlar feminizmi duyduklarında erkekler gibi olmak isteyen bir grup öfkeli kadın olarak görüyorlar.
Feminizmin haklarla, kadınların eşit haklar elde etmesiyle alakalı olduğunu düşünmüyorlar.
‘’Feminizm cinsiyetçiliği, cinsiyetçi sömürüyü ve baskıyı sona erdirmeyi amaçlayan bir harekettir’’.
Sorunun aslında cinsiyetçi düşünce ve hareketlerin tüm şekillerinde olduğuna, cinsiyetçilik yapan
kişinin kadın, erkek, çocuk ya da yetişkin olmasının bir şey fark ettirmediğini anlamak gerekiyor.

Eşitlik olmayan bir toplumda kadın olarak yolda yürürken hızlı ve kapanık yürümem, kendimi güvensiz
hissetmem, endişeli, sinirli veya korkak bir kadın olmam, metrobüste bacaklarım açık ya da kapalı
oturmam, cinsiyet eşitsizliğinin duygularıma ve bedenime yansımış halidir.

Sürekli içinde olduğum feminist mücadelem ve duygularımda kaybolduğum gün;

20 Mart 2021

Kadının şiddete maruz kalmaktan ve insan haklarını koruyan, cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği
nedeniyle ayrımcılığa uğrayanları koruyan İstanbul Sözleşmesinin 20 Mart’ta bir gece kararı ile
feshedilmesi demek bütün diğer kanunların ve uluslararası sözleşmelerin teminatının yerle bir
edilmesi, yakın tehdit altında olması demekti.

Cumhurbaşkanlığı’nın ‘’Sözleşmeyi kaldırdık eşcinselliği normalleştiriyordu’’ söylemi, gerçekliği
yansıtmayan bilgiler ile Sözleşme üzerinden LGBTİ+’lara saldırıyorlardı. Eşcinsellik zaten normal
normalleştirmeye ihtiyacı yok. Sözleşmede bulunan ‘cinsel yönelimi nedeniyle şiddet görenlerin
korunmasına’ dair maddeyi nasıl uygularızı tartışmak yerine daha kötü bir noktaya gelmiş olduk.
Burda bir amaç varsa Kadın hareketini bu yollarla bölmeye çalışmaktır. Bu kararı kabul etmiyoruz
Feminist mücadelemiz LGBTİ+’lar ile devam edecek. Biz yalnız değiliz yanlış da değiliz. Birbirimize
sahip çıkmaya devam edeceğiz. Sosyal medyadan #İstanbulSözleşmesiYaşatır diyerek sosyal
hayatlarımızı ve haklarımızı savunmaya başladık. Cinsiyetçi siyasete karşı öfkeli, kinli olmak bu
yaşadığım duygular benim feminist eylem yapmamı sağlıyor.

Ben de pankartımı hazırladım ve kadınlar ile Kadıköy İskele ’de hakkımızı savunmak için buluştuk.
Yüzlerce kadın ‘’Kararı Geri Çek Sözleşmeyi Uygula’’ “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “6284’ü uygula”,
“Haklarımızdan ve canımızdan vazgeçmiyoruz”, “Kadınız, öfkeliyiz, peşinizdeyiz”, “İstanbul Sözleşmesi
bizimdir”, “Cumhurbaşkanı dahil hiç kimse anayasanın üstünde değildir” ve “Sözleşmeden çıkma
kararı iptal edilsin” dövizleri taşıyan kadınlar, eylem boyunca “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat
etmiyoruz”, “İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz” diye haykırdı. Orda bulunduğumda hissettiğim
tıpkı 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşünde hissettiğim gibi umut oldu. Aslında ben yüzlerce kadının
arasında bu duygumda kayboluyorum. Birlik ve mücadelemizdeki kayboluşum, umudum hiç bitmesin.

Yaşasın Feminist Mücadelemiz!

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir